26 Aralık 2020 Cumartesi

Kokuların Frekansı


Şimdiye dek titreşimlerden bahsederken daha çok ses ve müzik üzerine yoğunlaştık. Halbuki var olan her şeyin bir titreşimi var. Buna kokular da dahil.

Cansız sandığımız maddeler bile var oldukları sürece yaşayan varlıklardır. Bu yüzden de var olan her şey birbiriyle bağlantılı ve etkileşim halindedir. Tüm varlıkların kendine has yaşam enerjisi yani Çi'si vardır ve enerji sürekli hareket halindedir. Hareket halindeki enerjinin ölçüm birimi Hertz'dir (Hz).

Doğadaki her şey titreşir. Peki titreşim nedir? Vücudunuz ve etrafınızdaki her şey trilyonlarca minik hücrelerden oluşur. Bunlar sürekli kendi yörüngelerinde daireler çizerler ve hareket halindedirler. Bu esnada da etrafa bir titreşim enerjisi yayarlar. Enerjinin titreşimi her zamankinden daha sık atmaya başlarsa, frekansı da artar.

Sesler bizi etkileyen titreşimlere sahiptir. Peki ya kokular? Yanınızdan hoş kokulu biri geçtiği zaman, bir tütsü yaktığınız zaman, buhur yaptığınızda, hoş kokulu bir şampuan ya da sabunla yıkandığınızda, hiçbir koku sürünmediği halde bebeğinizi kokladığınızda nasıl etkilendiğinizi düşünün. Ya da tam tersi, bir çöpün yanından geçerken, otobüste ayakta giderken yanınızdakinin tam da koltukaltına denk geldiğinizde, havasız bir ortamda, hele böyle bir ortamda biri acımasızca gaz çıkarmışsa bunun sizde nasıl negatif titreşimler yarattığını hatırlayın.

Bitkisel yağların titreşimleri megahertz (MHz) olarak ölçülür. Saniyede bir milyon kez döngü yapar, ki bu elektrik hızından da fazladır. Aydınlanma, şifa ya da meditasyon çalışmalarında titreşimlerimizi artırmak için kokulardan faydalanabiliriz.

Örneğin en güçlü kokulardan biri olan gül kokusunun 320 MHz frekansı vardır. Tüm kokular içinde en fazla titreşim yayan gül, sevgiyi, saflığı, sadeliği, BİR olmayı, beden-zihin-ruh bütünlüğünü simgeler. Evrende sevgiden daha güçlü bir şey yoktur. Sevginin frekansı en etkili şifa gücüne sahiptir. Bu yüzden sevgiyi temsil etmesi açısından insanlar birbirine gül almayı tercih ederler.

İnsanların ve gıdaların biyo-frekanslarını ölçmek artık mümkün. Bruce Tainio ve Gary Young adlı iki biliminsanı bunu gerçekleştiren bir alet icat ettiler ve bu sayede hastalıklarla frekanslar arasındaki bağlantıyı kurmayı başardılar.

Aynı şekilde Dr. Royal Rife tüm hastalıkların kendine has frekansı olduğunu ispatlayarak frekans jeneratörü adında bir alet icat etti. Belli bir frekans uygulandığında kanserli hücrelerin öleceğini ve organların ve hücrelerin olması gereken frekansa getirildiğinde tekrar iyileşeceğini savundu.

Buna göre:

Sağlıklı insan beyni: 71-90 MHz

Sağlıklı insan bedeni: 62-68 MHz

Üşütünce: 58 MHz

Mantar enfeksiyonu: 55 MHz

Kanser: 42 MHz

Ölüm döşeği: 25 MHz

İşlenmiş market gıdası: 0 MHz

Taze ürün: 10-15 MHz

Kurutulmuş bitkisel gıda: 12-22 MHz

Taze bitkiler: 20-27 MHz

Tedavi edici esanslar/bitkisel yağlar: 52-320 MHz

 

Bütün yağlar aynı titreşim gücüne sahip değildir. Tedavi edici güce sahip en fazla titreşime sahip olan yağ 320 Mhz olarak ölçülmüştür. Yani saniyede 320 milyon döngü! Frekanslar 3 sahada incelenebilir:

Düşük frekanslı yağlar – fiziksel değişim
Orta frekanslı yağlar – duygusal değişim
Yüksek frekanslı yağlar – ruhani gelişim ve farkındalık
Peki ülkemizde mevcut olan bazı yağların frekanslarına bakalım:

Gül: 320 MHz

Altın Otu: 181 MHz

Günlük/Buhur: 147 MHz

Lavanta: 118 MHz

Solucan otu: 105 MHz

Sarı papatya: 105 MHz

Melisa: 102 MHz

Ardıç: 98 MHz

Turunçgiller: 91 MHz

Melek otu: 85 MHz

Nane: 78 MHz

Fesleğen: 52 MHz

Peki bunlar üzerinde nasıl çalışmalar yapılmış? Deneklerden birinin eline dumanı tüten kahve bardağı tutuşturulmuş ve deneğin frekansı 3 saniye içinde 58 MHz'e düşmüş. Elinden kahve alınıp bitkisel yağlardan biri tutuşturulduğunda ise frekansı 21 saniye içinde tekrar 66 MHz'e çıkmış. Başka bir denek ise kahveyi tutmakla kalmamış bir yudum da tadına bakmış. 3 saniye içinde onun da frekansı 52 MHz'e düşüvermiş. Bu deneğe hiçbir bitkisel yağ koklatılmamış ve deneğin normal yaşantısına devam ederek tekrar başlangıç noktası olan 66 MHz'e ulaşması 3 gün sürmüş!

Yağların titreşimsel gücü herhangi bir gıdanın ya da bitkinin titreşimsel gücünden çok daha fazladır. Ayak altına sürülen bitkisel bir yağın tüm vücudu dolanıp en tepeye ulaşması sadece 1 dakika tutar. Bu yüzden kocakarı ilacı olarak ayak altına Vicks sürüp yatmak boşuna değildir. Yağların etkisi inanılmazdır. Bileğim çatladığında ve ayak bileğimin tendonları yırtıldığında aylarca alçı ve yürümeme yasağı getiren doktorlara inat sarı kantaron yağı ile 20 günde kendi kendimi iyileştirdiğimi hatırlıyorum.

Gül yağını ve lavanta yağını meditasyonlarda ve şifa seanslarında kullanıyorum. Hem şifayı uygulayan ben, hem de şifayı alan öğrencilerim çok çabuk alfa ve üzeri frekanslara ulaşıyoruz. Ellerimizin arasındaki Çi enerjisinin gücü daha da artıyor. Yağlardaki rahatlatıcı frekans beyindeki gereksiz çöpleri egale edip, rahatlamasına yardımcı oluyor ve odaklanmayı artırıyor.

kokularin-frekansi-ii

Ortalama frekansı organlarınızdaki frekansa yakın bir yağı kullandığınızda, hasta olan organınızı iyileştirme şansınız çok yüksek. Gülün frekansı organlarımızın frekanslarından çok daha fazladır. Titreşimlerin Mucizevi Gücü yazımızda bunları paylaşmıştık. 320 MHz ayarında çalışan bir organ olmadığı için gül, doğrudan beyni muhatap alıyor; çünkü beyin 70-78 MHz arasında bir titreşime sahip. Dolayısıyla gül yağı doğrudan beyin hücrelerini iyileştiriyor ve beyin de ilgili organlara gerekli ayarı çekiyor. Nane yağının 78 MHz olması ise beynin titreşimlerine daha yakın olması açısından yine etkili bir sonuç sağlıyor. Lavantanın 59 MHz'lik titreşimleri ise neredeyse tüm organlara hitap edebilecek oranda, bu yüzden kendisine "evrensel yağ" adı konulmuştur. Düzenli lavanta yağı koklamak yüksek tansiyon, endişe, stres, depresyon, panik atak, yağlı cilt, yanık, kulak ağrısı, vertigo, öksürük gibi rahatsızlıklarda çok etkili sonuç verir. Nane yağı sinüzit, baş ağrısı, yorgunluk, astım tedavisinde; sedir ağacının yağı artrit, sistit, stres, saç kaybı, tüberküloz, bel soğukluğu, bronşit tedavilerinin yanı sıra böcek kaçırıcı olarak; günlük yağı yukarıdakilere ek olarak alejilerde, bağışıklığı güçlendirmede ve kanser tedavisinde kullanılmaktadır.

kokularin-frekansi-i

Bitkisel yağların en güzel yanı, bedenimizdeki toksinlerden ve olumsuz duygulardan farklı titreşimlere sahip olup onlarla özdeşleşmemeleridir. Bu sayede toksinlerden ve olumsuz duygulardan çabucak kurtulmamıza yardımcı olurlar. Kimi zaman da bilinçaltında yatan gizli ve su yüzüne çıkmayı bekleyen travmalarla yüzleşmemizi sağlayarak onlardan kurtulmamızı sağlarlar.

Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, artık marketlere kadar inmiş bitkisel yağlardır. Sentetik ve ekstratlardan yapay olarak üretilen yağların frekansları, doğal ve zahmetli yollarla üretilen yağların frekanslarına kıyasla yok denecek kadar azdır.

Hoş kokulu, şifa dolu, bol titreşimli günler sizin olsun…

Ersin İpek

21 Aralık 2020 Pazartesi

17 Kasım 2020 Salı

Faydalı web siteleri - 1120



1- Harvard Üniversitesi'nden sertifika alabileceğiniz 55 alanda ücretsiz online kurslar:

2- Türkiye'de yayınlanan ve yayınlanmış olan gazetelerin geçmişten günümüze tüm sayılarına ulaşabileceğiniz bir platform

3- Tübitak'ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi:

4- Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak ulaşabileceğiniz bir platform:

5- Nasa'nın uzay ile ilgili keşiflerini ve fotoğraflarını bulabileceğiniz online arşivi:

6- Abd Meclis Kütüphanesi, 1800-2020 yılları arasında dünya üzerinde çekilmiş milyonlarca fotoğrafa ulaşabilirsiniz:

7- yüz binlerce resim, çizim, karikatür ve görseli konularına göre arayabileceğiniz büyük bir arşiv:

8- 1920-23 arası TBMM 1. Dönem gizli celse kayıtları:

9- Servet-i Fünun dergisinin yayınlanmış tüm sayıları: 

10- İbb'ye ait Taksim kütüphanesindeki binlerce esere ücretsiz olarak ulaşıp, okuyabilirsiniz:

11- Sultan 2. Abdulhamit'in fotoğraf arşivi

12- Geçmişten bugüne çizilmiş tüm haritalara ulaşabileceğiniz bir arşiv

13- Birleşmiş Milletler bünyesinde yayınlanan tüm eserlere ulaşabileceğiniz bir arşiv

14- Balkanlar'daki Osmanlı eserlerinin olduğu fotoğraf arşivi:

15- Türkiye'deki tüm yer isimlerinin tarihi, eski adları ve değişimlerini inceleyebileceğiniz bir platform: (Ermeni çalışması olduğu için fetihler istila ve yağma olarak vermektedir):

16- Çekilmiş tüm filmlerin çarpıcı sahnelerinin olduğu bir arşiv:

17- New York Metropolitan Operası, her gün eski bir performansı ücretsiz olarak erişime açıyor:

18- Berlin Filarmoni Orkestrasının tüm konser kayıtları:

19- Telifsiz film, kitap, makale, fotoğraf arşivi:
 
20- Antik Yunan, Mısır, Çin ve Asya üzerine yazılmış binlerce esere ulaşabileceğiniz bir platform

21- Marmara Üniversitesi'ndeki nadide eserlere online olarak ulaşabileceğiniz platform 

22-  Dünyanın her yerinden yüzlerce üniversitenin ortak çevrimiçi kütüphanesi:

23- Cambridge Üniversitesi'ne ait bine yakın ders kitabınına ulaşabileceğiniz bir platform:

24- Her dilden birçok konuda makalelere, eserlere ulaşabileceğiniz dünyanın en büyük online kütüphanelerinden biri:

25- Telif süresi dolmuş tüm eserlere e- kitap olarak ulaşabileceğiniz bir site:

26- Türkiye'de 1950 öncesi çıkan sinema dergileri arşivi:

27- Ücretsiz sesli kitap arşivi
 
28- ABD ulusal kütüphanesi

29- Hem sesli hem  yazılı olarak abd de görülen tüm dava kayıtlarına erişilebiliyor... inanılmaz bir site 

30- Tüm gazetelerin arşivi:

31- Sadece Dünya radyolarını dinleyebilirsiniz:

32- Müzik aleti notalarını algılıyan ve akor düzeltmesi yapmanıza yardımcı olan bir site:

33- Şarkılardan sözleri çıkarıp enstrümantal hale getiren site:

34- Ücretsiz hukuk eğitimi:

17 Aralık 2017 Pazar

Pendik(yht durakları) YHT(yüksek hızlı tren) e ulaşım yöntemi #1

Edit: 5 Aralık 2020.
Marmaray hattı direk pendik yht istasyonundan geçmektedir. Marmar ile çok daha rahat yht ye ulaşabilirsiniz.

Hatta istanbulda, birkaç tane YHT durağı mevcuttur. Marmaray durakları ile aynı yerde oldukları için çok daha rahat ulaşılabiliyor.

Halkalı, bakırköy, Söğütlüçeşme, bostancı, pendik şeklindedir yht durak isimleri.

Aşağıdaki açıklama sadece Pendik yth'ye eski ulaşım şeklidir, çok şükür aşağıdakine getek yok artık :)

İyi yolculuklar


_-----------

Metrobüs ile aktarmalı halini kullandığım için bu şekilde tarif edeceğim. İnternette ben de çok aradım ama tam açıklayan yoktu. Özellikle metrodan indikten sonra ne olacağı tam açık değildi bana göre, 

Benim kullandığım yol aşağıdaki gibidir. 

Metrobüs ile uzunçayıra gelin. Kesinlikle okları ve tabelaları iyi takip edin. Uzunçayırda iner inmez tabelalar size metronun ne tarafta kaldığını gösterecek takip edin ve Ünalan metrosuna binin. Tavşantepe yönüne giden trene bineceksiniz(pendik durağı da tavşantepe durağından 1 durak önce). Merto Ünalan'dan Pendik istasyonuna yaklaşık 30-32 dakikafa varıyor. 

Pendik istasyonunda indikten sonra ben havanın güzel olmasına ve elimdeki yüke göre 2 yol kullanırım:

1.yol

Pendik metrosunda inince  4. Çıkış olan (itfaiye tarafındaki çıkış) buradan çıkıp. Birkaç basamak merdiven daha çıkıp YHT'ye 10-15 dk yürüyerek (yokuş aşağı) gidilebilir. 

Veya 

2. Yol

5 numaralı pendik köprüsü çıkışından çıkılır. Tabelaları takip edin. Çıkınca han kapısı gibi bişeyin içinden yukarı çıkıp pendik köprüsü çıkışına çıkın. Arkanızı döndüğünüzde metronun 6 nolu girişi önünde olduğunuzu göreceksiniz. Hemen 2 metre yanında otobüs durağı var. O duraktan geçen tüm otobüsler YHT den geçermiş(orada oturan pirpirim amca dedi). 
Ayrıca bu duraktan üzerinde kocaman YHT yazan ve yht ye giden minibüsler de geçiyor. 

Öğrenci akbiline sahip olan biri olarak otobüsü bekledim. 5 dk ya geldi. 2 durak sonra YHT desiniz. Otobüsten indiğiniz yerin hemen yanında(karşıya geçmenize gerek yok) YHT alt geçidi var. Oraya girin ve iyi yolculuklar. 

Faydalı olması dileğiyle 

Tekrar kullanırsam fotoğraflar da eklerim. 


19 Kasım 2016 Cumartesi

Kansere çare : ŞUNLARI YAPTIKTAN SONRA HİÇBİR HASTALIĞINIZ KALMAZ.

► Düzenli olarak elma yiyin.

► Yediğiniz zeytinlerin çekirdeklerini korkmadan yutun.

► Çörek otu yağı için ve saçınıza, cildinize, yüzünüze sürün.

Çörek otunun ölümden başka her derdin devası olduğuna dair hadisler vardır ve günümüzde batı dünyası da yaptığı bilimsel tetkikler ile bu hadisleri doğrulamış ve çörek otunu mucizevi faydaları olan bir bitki kabul etmiştir. 
Kalp, tansiyon ve şekerden tutun da saç zayıflamasına, dökülmesine ve kırlaşmasına kadar hemen her şeye, yüzlerce farklı rahatsızlığa muazzam bir tesiri/şifası vardır.

► Çörek otunu kokusundan ve tadından dolayı içemezseniz (ki insanların çoğu içemiyor) çörek otu yağının kapsül haline getirildiği ürünler mevcut, onlardan alın ve kolayca sabah akşam yemeklerden önce ikişer adet yutun.

Çörek otu yağı kapsülleri alırken, kullanılan çörek otunun tamamen doğal olduğuna, ısıtmadan soğuk sıkım yapılarak yağının alındığına, yağa başka katkı maddeleri katılmadığına ve kapsül haline getirilirken kullanılan jelatinin domuzdan değil sığırdan üretildiğine dikkat edin.

► İncir mucizesini de kaçırmayın! 
Kuş başı kıyılarak hakiki zeytin yağında birkaç gün bekletilmiş kuru incir yiyin.

Her gün düzenli olarak, zeytin yağında 3-5 gün bekletilmiş kuru inciri, arada zeytin yağı da yutacak şekilde kaşıkla, sabah akşam aç karnına, yemeklerden önce düzenli olarak yiyin. 
Zeytin yağı yutmaktan ve içmekten çekinmeyin. 
Zeytin yağı, meyve suları gibi içilse bile şifadan başka bir şeye sebep olmaz. 
Hiçbir zararı olmaz.

► Sabahları kahvaltıdan önce besmele ile 21 kuru üzüm yiyin.

Kuru üzüm ile zihniniz açılır, hafızanız uçuşa geçer. 
Dikkatinizi toplamanız kolaylaşır. 
Çekirdekli ve kara olanlarından değil, çekirdeksiz ve açık renkli olan kuru üzüm yiyin.

► Türk kahvesi ile aranız yoksa arayı bulun.

Türk kahvesi de muazzam bir şifadır ve zihin açıcıdır. 
Sabahları kahvaltıdan bir saat kadar sonra Türk kahvesi için... 
Türk kahvesi, abur cubur ve sürekli tatlı yeme isteğinizi de bastıracaktır.

Sallama çayları, plastik bardak ve şişeleri, damacana suları terk edin. 
İş görür bir su arıtıcı kullanın. 
Bekleyen ve paketlenip taşınan sulardan uzak durun. 
Özellikle plastik kaplarda, pet şişelerde taşınan ve güneş görmüş suları içmeyin. 
Bunların kanser yaptığı yapılan tetkiklerde kesinleştirildi. 
Normal çay demlemeden önce çayı bir süzgeç yardımı ile bolca soğuk su ile yıkayın. 
Sadece şunlara dikkat ederek bile kanser olma riskini yüksek oranda azaltacaksınız.

► Ayçiçek yağlarını ve margarini terk edin.

Gerekirse başka yerlerden kısın ve paranızı zeytin yağına verin. 
Damak tadınıza farklı gelirse direnin, bir süre zorlanacaksınız ve birkaç ay sonra alışacak ve hiçbir zorluk çekmeyeceksiniz.

► Kaçınmadan, çekinmeden, imkanınız nispetinde bol bol tereyağı, yumurta, süt ve sağlıklı kırmızı ve beyaz et tüketin.

Piliç ve yumurta sektöründe de insanlık dışı oyunlar dönüyor. 
Güvenilir, tamamen doğal ve ahlaki şartlarda üretilmiş ve oynanmamış yumurta satan satıcılar bulup onlardan alış veriş edin. 
Bu bozuk düzenin değişmesi için, her nerede dürüst üretici ve satıcı bulursanız destekleyin. 
Marketlerde artık ekonomik fiyatlara günlük sütler bulunabiliyor. 
Süt gibi görünen uzun raf ömrü olan, içine türlü kimyasallar karıştırılan karışımları almayın, içmeyin, kullanmayın. 
Meyve suyu oldukları iddiası ile satılan boyalı sulardan uzak durun.

► Tam da burada bir uyarı yapmam gerekiyor. 
Bu yayını beğenip profilinize ya da sayfanıza paylaştığınızda, arkadaş listenize ya da takipçilerinize gerçekten gösterildiğinden, Facebook tarafından gizlice sansürlenmediğinden emin olun. 
Facebook yaklaşık yedi senedir Akademi Dergisi yayınlarını yazılarını sansürlüyor. 
Bu sansürü defalarca ispat edildi. 
Böyle bir hali fark ederseniz, bu yayını özel mesajlar ya da mail yolu ile yakınlarınıza, sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz. 
Bu yazıyı, ticari bir maksat olmadıktan sonra her ortamda kopyalayarak paylaşabilir, çoğaltabilirsiniz.

► Helal sertifikası hilelerine aldanmayın
► Zeytin yağını da çörek otu yağı gibi için, sürün, bol bol kullanın.

Zeytin yağı hakkında da hadisler var ve artık bunları modern tıp bile ispat etti. Avrupalılar bile bunlara kıymet verip tüketmeye çalışıyorlar.

► İlaç sektörünün soygunundan kurtulun. 
Bir yeri düzeltmeye kalkıp başaramazken, onlarca yeri de bozan ilaç görünümlü zehirlerden kurtulun. 
Bir ilaç bir insana yıllarca reçete edilir mi?

Sağlıklı gıda tüketemediğiniz içil ilaçlara mahkum oluyorsunuz ve o ilaçlar size, eksik tükettiğiniz için sağlığınızın bozulmasına sebep olan vitaminleri, proteinleri, mineralleri, lifi vermediği sürece aslında ilaç değildir. 
Ve bu sistem bir sömürü çarkıdır.

Sizin eksiğiniz, gıdalardan yeterli değerleri alamamanız. 
Hayatınızda besleyici meyve, sebze ve dolayısı ile lif yok, yeterli vitamin, protein ve mineraller yok. 
Bunları almaya çalıştığınız sebze ve meyvelerde can yok. 
Adeta çöp yiyorsunuz. 
İhtiyacınız olduğu halde eksik kalan bu şeylerin vücudunuza girmesini sağlarsanız, vücudunuz zaten hastalıklarla savaşacak şekilde yaratılmış ve siz ne olduğunu bile anlamadan vücudunuz gereğini yapıp hastalıklarla savaşır ve yener.

İşte bu zamanda kuru incir tarifini, çörek otu yağını, zeytin yağını aklı başında her müslüman kullanır ve diğer tarif edilen hususlara da dikkat eder. 
Maddi imkanı olanlar bunların yanına hakiki bal da katar.

Çaylarınıza toz şeker yerine hakiki bal ve tarçın katmayı da deneyin. 
Tarçın da kolayca/zorlanmadan tüketilebilen ve çok faydalı bir bitkidir. 
Çok sıcak iken çaya bal katılmamalıdır. 
Hakiki bal buz dolabına konmaz. 
Kapalı bir kutuda, serin bir yerde binlerce sene geçse bile bozulmaz. 
Piramitlerden binlerce sene sonra çıkarılan ballar hala yenilebilecek haldeydiler.

► Balı ve zeytin yağını buz dolabının dondurucu kısmına koyun. 
Donuyorlar ise doğallardır. Kısmen donup kısmen donmuyorlarsa, donan kısmı doğal, donmayan kısmı başka bir malzemedir. 
Hiç donmuyor ise o ürünün bal ya da zeytin yağı ile alakası bile yoktur. 
Bu size şaşırtıcı gelmesin, çünkü piyasada hiç arı görmemiş sözde ballar tonlarca satıldı, satılıyor. Başka başka ucuz yağlar karıştırılarak ve biraz aroma biraz renklendirici de katılarak şeklen zeytin yağına benzetilen yağlar da halen tonlarca satılıyor.

► Şifa niyetine kullandığınız ürünlerden beklenen faydayı görmediyseniz, hakiki diye sahtesini, doğal diye katkı maddeli ve ilaçlı olanını, taze diye bayat olanını aldınız demektir. Ya da düzenli kullanmayıp ihmal ettiniz demektir. Şu tarif edilenlere riayet eden birisinin sağlıklı olmaması, hasta olması, sağlığı bozulmuş olsa da şifa bulamaması başka türlü mümkün değildir.

***

KANSER VE İNCİR

Bu paylaşımımız da ülke genelinde ses getirdi.

#SüleymanHilmiTunahan (k.s.) 
"Doktorlar, kanserin incir ile tedavi edileceğini öğrenecekler." buyurdu.

Hasan Arıkan hocamız buyurdular: 
Ben üstazımız Süleyman Hilmi Tunahan k.s. dan duydum buyurdular ki; 
"DOKTORLAR KANSERİN İNCİR İLE TEDAVİ EDİLECEĞİNİ ÖĞRENECEKLER..."

Hasan Arıkan hocamız devamında buyurdular:

Kuru inciri yıkayıp suyunu sızdırın. 
Kuşbaşı doğrayıp alabildiği kadar kavanoza (hakiki) zeytin yağı ile beraber doldurup ağzını kapatın. 
3-5 gün bekletip sonra sabah akşam (aç karına) yiyin. Buna devam edin. 
Ben nice umutsuz vak'alar gördüm. 
Cenab-u Hakk bu vesileyle şifa verdi.

Not: 
Allahü Teala, Kur'an-ı Kerim'de Tin suresinde incirin ve zeytinin üzerine yemin etmiştir. Muhakkak ki Allahü Tealanın, üzerine yemin ettiği şeylerde çok sırlar ve hikmetler vardır.

7 Temmuz 2016 Perşembe

excel'de metin içindeki emailleri çekme komutu (Türkçe komut)

A1 hücresi için:

=KIRP(SAĞ(YERİNEKOY(SOL(A1;BUL(" ";A1&" ";BUL("@";A1))-1);" "; YİNELE(" ";UZUNLUK(A1)));UZUNLUK(A1)))