25 Eylül 2008 Perşembe

tum üniversitelerin akademik kadro ilanları

http://turkuaz.yok.gov.tr/AkademikDuyuru/

Kırışıklıkları Önleyen Tavsiyeler

Yüzünüzün çabuk kırışmasını istemiyorsanız uzmanlar tarafından önerilen aşağıdaki 9 tavsiyeyi dikkatlice göz atın.

1- Sırt üstü uyuyun
Amerikan Dermatoloji Akademisi (AAD) uzmanları, uyku pozisyonunun 'uyku çizgilerine, kırışıklıklarına' neden olduğunu belirtiyor. İlk zamanlar farkedilmeyen bu izlerin yüz aşağı yattığınızda yanak, alın ve çene bölgesinde kırışıklıklara sebep olduğu vurgulanıyor.

2- Çok fazla balık özellikle ton balığı yiyin
Sadece ton balığı değil diğer soğuk su balıkları da protein bakımından zengindirler ve cildinizin parlak, sağlıklı görünmesini sağlarlar. Yale Dermatoloğu Nicholas Perricone, yağlı asitlerin parlak genç bir cilde sahip olmayı sağladığını, kırışıklıkları önlediğini belirtiyor.

3- Gözlerinizi kısmayın, okumakta zorlanıyorsanız gözlük takın
AAD gözleri sürekli kısmak gibi tekrarlayan göz ve yüz hareketleri kırışıklıklara neden olur. Bu alışkanlıklarınızı unutun, güneşe çıkamıyorsanız güneş gözlüğü kullanın. Okumakta zorluk çekiyorsanız numaralı gözlük alın. Böylece göz çevresi kırışıklıklarından korunmuş olursunuz.

4- Alfa-hidroxy Asitler (AHAs)
Doğal meyve asitleri ölü cilt hücrelerinin temizlenmesini sağlar, çizgi ve kırışıklık oluşumunu önler. Kozmetik ürünlerinde ya da birçok meyvede bulunur.

5- Kakao için kahve alın
2006 yılında Journal of Nutrition'da yayınlanan bir araştırmaya göre araştırmacılar kakaonun cildi güneş yanıklarından koruduğunu, cilt hücrelerindeki sirkülasyonu hızlandırdığını, cildi daha yumuşak ve pürüzsüz yaptığını tespit etti.

6- Yüzünüzü fazla yıkamayın

Maryland Medical Center Üniversitesi Dermatologlarına göre, aşırı yüz yıkamak cildinizin üzerindeki doğal yağlı bariyeri temizleyerek, cildi nemsiz ve kırışıklıklara karşı daha hassas hale getiriyor. Bu nedenle yüzünüzü çok fazla yıkamayın. Kullandığınız sabun cildinizi nemlendiren ve koruyan özellikte olmalı, normal bir sabun yerine yüz temizleme ürünleri kullanın.

7- C vitamini kullanın

C vitamini, UVA ve UVB ışınlarının zararlarından cildi koruyan, pigment problemlerini önleyen kollejen üretimini artıran özelliktedir. Çoğu araştırma, C vitamininin aynı şekilde cildin kırışmasını önlediğine inanıyor.

8- Soya tüketin

Araştırmalar, güneşin yaşlandırma etkilerine karşı koruyucu olduğunu göstermiştir. Sadece 6 ay gibi kısa sürede cildin dış etkenlere karşı dayanıklılığının arttığı gözlenmiştir.

9- Cildinize özen gösterin
Cildinizin uzun yıllar parlak ve genç kalmasını istiyorsanız ilgi göstermeye başlamalısınız. Bu tavsiyeleri daha öncede duymuş olabilirsiniz ancak bu yazıyı okuduğunuza göre çok fazla uygulamadınız demektir. Bugünden başlayın..
  • Güneşten uzak durun
  • Güneşten koruyucu krem kullanın
  • Sigara içmeyin
  • Nemlendirici kullanın

Elma Sirkesiyle Güzellik

Cilt bakımı, saç bakımı, sivilce, ciltteki lekeler, şişmanlık, varis tedavisi. Bütün bunlar için ihtiyacınız olan şey yalnızca elma sirkesi.. Özellikle elma sirkesi sağlıkla parlayan saçlar, lekesiz bir cilt ve ince, güzel bir vücuda kavuşmanı için önemli..

Kepeği önler, arındırır
Saç bakımı ve saçınızdaki kepekler için saçlarınızı yıkadıktan sonra son durulama suyuna yani 1 litre suya 1 çay bardağı elma sirkesi koyun ve saçlarınızı bu su ile durulayın. Bu işlemi bir süre her saçınızı yıkadığınızda uygulayın. Saçlarınız kepekten arınacak ve parlaklaşacaktır.

Sivilce gidericidir
1 çay bardağı elma sirkesine yarım çay bardağı su ekleyin ve bir parça pamuğu bu karışıma batırıp sivilce üzerine bir süre kompres yapın. Faydası olduğunu göreceksiniz.

Cilt lekeleri için yararlıdır
Bir kaba yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi koyup kaynatın. Daha sonra bu su ile yüzünüze buhar banyosu yapın. Ayrıca yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü 3-4 günde bir silebilirsiniz. Cilt lekeleri için oldukça faydalı.

Formunuzu korumaya yardım eder
Bir bardak suyun içine 1-2 tatlı kaşığı elma sirkesi koyun. İçine 1 tatlı kaşığı bal ekleyip sabahları düzenli olarak aç karnına için. Fazla kilolarınıza faydası olduğunu göreceksiniz.

Varisleri giderir ve rahatlatır
Yumuşak bir havluyu elma sirkesinin içine batırıp sıkın ve havluyu bacaklarınızın varısli olan bölgesine sarın. Bacaklarınızı yüksek bir yere kaldırarak yaklaşık 45 dakika kadar dinlendirin. Bu işlemi mümkünse sabah akşam tekrarlayın.

16 Eylül 2008 Salı

Aşka Dair 8 Gerçek

Sevgilinizle uyum içinde bir ilişki yaşamak için nelere dikkat etmelisiniz? İşte mutlu ilişki için size rehberlik edecek öneriler..

1-
Birbirinizle ayrı zaman geçirdiğinizde ilişki güçlenir. Ayrı olduğunuz zamanlar paylaşabilecek yeni düşünceler, fikirler üretebilirsiniz. Uzakta olduğunuzda birbirinizi daha çok özlersiniz.

2- İçinizden birşeylerin kötü gittiğine dair bir his varsa bu his muhtemelen doğrudur. Kadınlar önsezileri sayesinde herhangi bir uzaklaşmayı hemen farkedebilir. Normalde şüpheci ve güvensiz bir insan değilseniz o zaman yeri geldiğinde içgüdülerinize güvenmelisiniz. Erkekler ilişkiyi bitirmek istediklerinde kız arkadaşından uzaklaşırlar. Bir erkek ilgilendiği birşeyden asla uzaklaşmaz. Böyle bir durumvarsa suçlayıcı olmadan onunla konuşun, net bir cevap alamıyorsanız aslında cevap gayet açıktır.

3-
Daha önceki ilişkilerinde kız arkadaşlarını aldattıysa muhtemelen sizi de aldatacaktır. Erkekler ilişkilerinde duygusal veya cinsel bir boşluk olduğunda aldatırlar. Heyecan arayışı, egolarını tatmin etme, fırsat olduğunda cinsel ilişkiyi reddetme yetersizliği aldatmaların kaynağıdır.

4- Sizinle yeterince ilgilendiğini düşünmek ister. Kız arkadaşları için birşeyler yapabiliyor olmak erkekler için önemlidir. Kendi kendinize yetebilseniz bile zaman zaman onun sizin için birşeyler yapmasına izin vermelisiniz.

5- Bir erkek ilişkiye hazır olmadığını söylüyorsa inanın. Belki inanamayacaksınız ama erkekler kadınları hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ederler.. Cesaretini toplayarak ilişkiye hazır olmadığını söyelen bir erkeğin içtenliğinden emin olabilirsiniz. Bir kadın hakkında kararını vermiş bir erkeğin fikrini değiştirmenin oldukça zor hatta imkansızdır.

6- İlişki ilerledikçe seks daha iyi olabilir. Evlilik seks yaşamının sıradanlaşması değil.. Çiftler seks hayatlarında bekarlara göre daha mutlular. İlişkinin başında aşırı istek ön svişme seanslarının atlanmasına neden olsa da, ilişki ilerledikçe ön sevişme odak noktası olur.

7- Emin olamadığınız bir ilişkiyi sonlandırdığınız için asla pişman olmazsınız. karşınızdaki insanla aranızda çözüelemeyn bir sorun olduğunu düşünüyorsanız daha iyi bir ilişkiye fırsat yaratabilmek için terk etmekten çekinmeyin.

8-
İlişkiyle ilgili konuşmaları başalatan hep siz olun. Erkekler yanlış giden bir şey olmadığı takdirde erkekler ilişkiyi zorlamazlar. Olsa bile sorunu kendi kendilerine çözmeye çalışırlar. İlişkinizle ilgili konuşacaksanız önce pozitif birşeyle başlayın. Daha sonra konuyu açın ve sonunda yine pozitif birşeyle konuyu kapatın.

10 Saniyede 4,5 kilo Zayıflayın

Kilolu olduğunu düşünen kadınlar, zamanla daha eğik, mutsuz dolaşmaya başlıyor. Bu eğik görüntü onbların daha kilolu görünmelerine neden oluyor. Yaşlı kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada, duruşunu değiştiren kadınların kendisiyle aynı özellikteki kadınlardan daha zayıf göründüğünü ortaya koydu. York Üniversitesi bilim adamları, aynı tip giyinen 200 kadının fotoğraflarını inceledi. Yatay çizgili kıyafetleri tercih edenlerin diğerlerine göre daha kilolu göründüğünü tespit ettiler. Aynı zamanda duruşunda zayıf görünme üzerinde etkisini gözlemlediler.

Nasıl durduğunuz önemli

Ne giyerseniz giyim 10 saniyede 4.5 kilo daha zayıf ve uzun görünebilirsiniz. Eğik duruş, zamanla karın ve sırt kaslarınızı zayıflamasına neden oluyor. Düşük omuzlar, aşağı sarkan göbek, yuvarlak sırt ve sarkık kalçalar kadınları daha hantal ve yaşlı gösterir. Bu yanlış duruş zamanla sırt, bel ve omuz ağrılarına neden olur. Vücudunuz zamanla dengesini kaybeder, kaslarınız zayıflar, zorlanır.

İşte daha iyi bir vücuda sahip olmanız için yapmanız gerekenler..

Dik yürüyün..
  • Kendinizi koyvermiş bir şekilde çok rahat ya da kambur yürümeyin
  • Tam boy bir aynanın karşısına geçin ve ayaklarınızı düz ve dik basmaya çalışın.
  • Duvara dik olarak yaslanın, durabildiğiniz kadar dik durun. Bu doğal yürüme şeklinizdir. Bu şekilde yürümeye çalışın.
  • Dik yürüdüğünüzde daha zayıf ve bel çevreniz daha ince görünecek.

Omuzlarınıza dikkat..
  • Tüm gün bilgisayar karşısında oturuyorsanız omuzlarınız öne doğru düşer.
  • Ayakta ya da oturduğunuz yerde omuzlarınızı kaldırın, kürek kemiklerinizi yukarı, aşağı doğru hareket ettin.
  • Omuzlarınızı genişletmek sizi daha zayıf gösterir, yüzünüze kendinden emin bir ifade verir.
  • Bu ufak ayarlama omuz ve sırt ağrılarınızın azalmasını sağlayacak.

Düz bir karın için..
  • Dik yürüken, yapabildiğiniz kadar mide kaslarınızı içinize doğru çekin, rahat hissetmek isteyinceye kadar böyle durun. Bu hareketi sıkça yapın ve alışkanlık haline getirin. Bu karın çevrenizi, sırt ağrılarınızın üstesinden gelmenizi sağlayacak



  • Sıkı kalçalar için..
  • Ayakta dik durun, kalçalarınızı sıkabildiğiniz kadar sıkın. Mümkün olduğu kadar bu şekilde bekleyin. Bu hareketi sürekli tekrarlayın.
Tüm bunları yaparken istediğiniz gibi görüneceğinizi unutmayın ve vazgeçmeyin.

6 Eylül 2008 Cumartesi

Ömrünüzü Uzatan 30 Öneri

Her zaman işten ayrılmayı ya da taşınmayı mı düşünüyorsunuz? Bunun yerine merdivenleri tırmanın ve yaşamınızı yıl ekleyin. Yapılan araştırmalarda iş stresini azaltan, şişmanlamayı önleyen ve tansiyonu düşüren noktalar tespit edildi.

İşte ömrünüzü uzatacak 30 küçük ancak önemli adım


1. Seks yapın. Seks kan dolaşımını hızlandırır, kolesterolü düşürür ve iyi hissetmeyi sağlar. Sabah seks yapmak kandaki şeker oranınızı düşürür ve vücudunuz enerji için yağ kullanmaya başlar.

2. Gülün. Bilim adamları günde 15 dakika gülmenin hayatı 8 yıl uzattığını belirtiyor.

3. Domates tüketin. Günde bir prosiyon domates yemek kalp hastalıklarını yüzde 30 azaltır.

4. Kötü hissettiğinizde okuyun. Araştırmalar üzüntülü zamanlarda farklı şeyler yapmanın yararlı olduğunu belirtiyor.

5. Patates, havuç gibi kök sebzeler tüketin. Pancar kalp çarpıntısını önler ve kolesterolünüzü düşürür. Havuç sağlıklı görmenizi sağlar ve yabani havuç spina bfida ve diğer doğumsal zararları önler.

6. Kan verin.. Kan bağışı yapan erkekler vermeyenlere oranla 17 kez daha az kalp krizi geçirir. Bilim adamları kan vermeyle fazla demir, kalp kriziyle ilişkili antioksidanların azaldığını belirtiyor.

7. Ailesel hastalık risklerinizi bilin. Ailenizde tansiyon, alkolizm, kalp hastalıkları gibi riskler varsa sizde risk altında olabilrisiniz.

8. Klasik müzik dinleyin. Oxford Üniversitesi uzmanlarına göre Beethoven kalbinizi korur, kan basıncını azaltır ve tansiyonu düşürür.

9. Salsa yapın. Tüm danslar iyidir ancak salsa saatte 420 kalori yakmanızı sağlar.

10. Evlenin. Araştırmalar, evli erkeklerin bekarlara göre 3 yıl daha uzun yaşadığını gösteriyor.

11. Başkalarının düşüncelerine takılmayın. Daha az stresli ve uzun yaşarsınız,

12. Ekmeklerin kabuklarını yiyin.

13. Ani hareketlerden kaçının. Gürültü duyduğunuzda, saat çaldığında, tansiyon sebebiyle kalbiniz sıkıştığında panik yapmayın. Bu tür durumlarda durumu daha kötüleştirirsiniz.

14. Ufak tefek günlük işlerinizi yapın. 20 dakikada camlarınızı temizlerken 80 kalori, evi süpürürken 90 kalori, ütü yaparken 65 kalori yakın. Hem formda kalır hem de uzun yaşarsınız.

15: Mutsuz olduğunuzda sizi mutlu edecek yerlere gidin.


16. Yeni şeyler öğrenin.. 100 yaşına ulaşan birçok insan enstrüman çalmayı ve yeni bir dil öğrenmeyi amaç edinmiş.

17. Temizliğinize önem verin. Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için bakterisiz, temiz ortamlarda bulunun.

18. Uyuyun ancak çok uyumayın. Yapılan araştırmalarda günde 8 saatten az ya da çok uyuyanların yaşam sürelerinin kısaldığı belirtiliyor.

19. Ev hayvanı alın. Kedi ve köpek sahipleri daha az stresliler ve tansiyonları daha düşük.

20. Sigara içmeyin.

21. temiz havası olan bir yerde yaşayın. Kırsal kesimde yaşayanlar şehirde yaşayanlara oranla daha uzun yaşıyor.

22. Çikolata yiyin. Yüzde 70 kako oranına sahip çikolata tüketenlerin yaşam sürelerinin daha uzun olduğu belirtiliyor.

23. Tuvaletinizi mutlaka kontrol edin. Rengi ve kan içerip içermediğne dikkat edin.

24. Etiketleri okuyun. Anladığınız etiketlere sahip gıdalar anlamadıklarınızdan daha sağlıklıdır.

25. Sarımsak tüketin. Kan basıncını düzenler, kal krizi riskini önler.

26. Güneş banyosu yapın. Günde sadece 15 dakika güneşte kalmak D vitamini seviyesini yükseltir. Diyabet, kalp hastalıkları ve depresyon riskini azaltır.

27. Bir fincan çay için. Araştırmalar siyah ya da gri çayın antioksidanları temizlediğini, kanser hücrelerinin büyümesini engellediğini, diş sağlığını koruduğunu, kemik sağlığını koruduğunu ve kalp sağlığını güçlendirdiğini belirtiyor.

28. Kendinizi sevin. Yaptığınız şeylerden dolayı suçluluk duymayın, kendinizi sevin.

29. Banyonuzu temiz tutun ve her gün ılık bir duş almaya çalışın.

30. Çerez yiyin. Fındık, ceviz, badem kanser riskini önlüyor, enerji veriyor.

5 Eylül 2008 Cuma

Bebeğinizi Masaj Yaparak Rahatlatın

İSTANBUL(CİHAN)- Bebek masajı, anne ve bebeğin birbirleri ile tanışıp ilişkiyi başlatma ve geliştirmesi için önemli bir role sahip. Dolayısı ile bebek masajını yalnız fiziksel yararları olan fiziksel bir terapi olarak düşünmemek gerekiyor. Masaj sırasında iletişimin 5 boyutu ile birlikte (görme, dokunma, koklama, duyma ve tat alma) 6. boyut olarak hareketler de devreye giriyor. Bu sırada ten teması ile sağlanan sözsüz iletişim de ilişkinin niteliğinde büyük önem taşıyor.

VKV Amerikan Hastanesi Ortopedi Bölümü’nden Fizyoterapist İmran Erkanat, annenin bebeği ile göz teması kurarak bebeğinin ayak parmaklarına dokunması; bunu yaparken yumuşak bir sesle ne yaptığını bebeğine anlatması, vücudunun dokunduğu bölgelerin adı ile birlikte, bebeğini rahatlatacak "gevşe", "rahatla" gibi sözler söylemesinin bebeği yalnız fiziksel olarak değil; ruhsal olarak da rahatlattığını söylüyor. Masaj sayesinde anne bebek arasındaki kurulan yakın ilişkinin yanı sıra bebek, vücudunun bölümlerini önce ayrı ayrı farkeder, sonra da vücüdunu bütün olarak gevşemiş bir şekilde algılar. İlk yapıldığında alışkın olmadığından bebek ağlayarak tepki gösterirse masajın bırakılması gerekir ancak zamanla masaj bebek için keyifli hale gelir.

Masaj boyunca bebeği hazırlamak için küçük bir ön hazırlık gerekir. Yeni doğmuş bebeklerde dikkat süresi yaklaşık olarak 15 dakika civarındır. Bu süreyi düşünerek her hareket bir ya da iki kere tekrarla
yapılabilir ancak bebek masaja alıştıkça ve büyüdükçe bebeğinizin toleransına göre masaj süresini artırabilirsiniz. Masaj yaparken amacınızın bebeğinizle birlikte iletişim kurmak, rahatlamak ve eğlenmek olduğunu daima hatırlayın. Bebeğiniz, karnı doyduktan 1 saat sonra masaj için daha keyifli ve dinamik olacaktır.

Masaj yaparken dikkat edilecek noktalar
15 dakika süreyle rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda olduğunuzdan emin olun. Rahat bir ortam yaratmak ve ikinizi de gevşetmek için hafif bir müzik çalın. Odanın ılık olmasına ve masaj süresince de böyle kalmasına özen gösterin. Bebeğinizi yatıracağınız yumuşak bir yüzey hazırlayın. Bebek masajını en güvenli yerde yapabilirsiniz. Masaj süresince gerekebileceğinden, temiz bir alt bezi ve yumuşak bir
havluyu masaj yaptığınız yerde hazır bulundurmalısınız. Yumuşak formüllü bir bebek yağı kullanılırsa, masaj sırasında sürtünme nedeniyle bebeğin derisi zedelenmez. Herhangi bir lezyon oluşursa masaja ara verin. Bebeğinizin vücudunda ellerinizin rahat hareket etmesini sağlayacak miktarda bebe yağını ellerinize sürün. Masaja hafif dokunuşlarla başlayın, kendinizi güvende hissettikçe ve bebeğiniz masaja alıştıkça, uyguladığınız basıncı yavaşça artırın.

Bebeğiniz bazen yorgun olabilir ve her türlü dış uyarı ona fazla gelebilir. Bu durumda dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bırakın biraz dinlensin. Uyandıktan sonra masaj yapmayı tekrar deneyin. Bebeğinizin daha da rahatlamasını sağlamak için, onun dikkatini bedeninin bir noktasına toplamasını sağlayın ve ona nasıl davranacağını öğretin. Örneğin bir kolunu tutun. Kolu hafifçe sallarken ona “rahatla” deyin ve gülümseyin. Bu, bebeğin dikkatini kendi vücudu üzerinde yoğunlaştırmasını ve rahatlamasını sağlar. Bu ruh halindeyken de dokunuşlarınızdaki olumlu mesajları daha kolay anlar. Bebeğinize en iyi masajı o tamamen çıplakken yaparsınız, özellikle banyo yaptırdıktan sonra...

Bebeğin cildini, özellikle de bezli bölgeyi temizleyin. Bebek kendini savunmasız hissedebileceği için alt bezini hemen çıkartmayın. Bebeği soyduktan sonra, çişini ya da kakasını yapma ihtimaline karşı, altına
bir bez yayın. Eğer bebek altını kirletirse, alt temizliğini yaptıktan sonra masaja devam edin.

Bebek Masaj nasıl yapılır?
Yüz Masajı: Bebeğinizin yüzü meme emme, diş çıkarma, ağlama ve çevresinde durmadan büyüyen dünya ile karşı karşıya kalmaktan dolayı sürekli ve büyük bir stres altında kalır. Parmaklarınızı bebeğin alnının ortasına koyun ve şakaklara, oradan da yanaklara doğru masaj yapın. Daha sonra başparmaklarınızla bebeğinizin göz kapaklarını şakaklara doğru hafifçe ovun. Yine başparmaklarınızla bebeğin burnunu yanaklara doğru hafifçe bastırarak ovun. Daha sonra çeneden kulak arkalarına doğru hafifçe masaj yapın.

Kol Masajı: Bebeğinizin kolunu kaldırın, omuzdan bileğe doğru önce bir elinizle, sonra da ötekiyle sıvazlayarak masaj yapın. Bu yöntemin adı "Hint Masajı Tekniği"dir. Hint Tekniğini uyguladığınızda ovma işlemini bilekte bitirmeyip ellere kadar da uygulayabilirsiniz. Aynı hareketi bu kez de bilekten omuza doğru tekrarlayın. Ters yönde yapılan bu masaja da "İsveç Tekniği" denir. Bebekler el masajına bayılır. Bebeğin elini açın, her parmağını sırayla ovun. Elinin üstünü ve avucunun içini parmaklara doğru aşağı yukarı ovun. Tüm bunları tamamladıktan sonra avuç içlerinizle kollarını yukarıdan aşağı doğru yuvarlayarak hafifçe ovuşturun. Son olarak, bebeğinizin kolunu avuçlarınızın içine alarak, içe doğru dairesel şekilde sıvazlayın.

Karın Masajı: Karın masajı aynı zamanda bebeğinizin sindirimine, gaz çıkarmasına ve kabızlığın iyileşmesine de yardımcı olur. Kolik bebeklerde karın ağrısının giderilmesine yardımcı olabilir. Karın
masajına "su çarkı" denilen eğlenceli bir teknikle başlayabilirsiniz. Ellerinizi kendinize doğru kum çeker gibi bebeğin karnından bacaklarına doğru hareket ettirin. Bebeğin bacaklarını havaya kaldırın,
dizlerden bükerek hafifçe karına doğru bastırın. Bu bebeğin karın kaslarının gevşemesini sağlayacaktır. Bebeğinizin bacaklarını bileklerinden kavrayarak sol elinizle tutun. Bir önceki hareketleri
sadece sağ elinizi kullanarak yapın. Bu mideyi rahatlatacak ve masajın daha derinlere etkili olmasını sağlayacaktır. Karın masajını, parmaklarınızın ucunu bebeğin göbeğinde soldan sağa doğru yürüterek tamamlayın. Bu hareket bebeğin gazının çıkartılmasına yardımcı olur.

Bacak Masajı: Bacak masajı kollara uygulanan masaja çok benzer. Bacağı her iki elinizle yukarı kaldırarak tutun ve ellerinizi birbirine ters yönlerde çevirerek bacağını ovun, kalçadan bileğe doğru ellerinizin bu hareketini sürdürün. Aynı hareketi bilekten kalçaya doğru tekrarlayın. Kollara uyguladığınız burma yöntemini ellerinizi aşağı yukarı hareket ettirerek bebeğin bacağına da uygulayabilirsiniz.
Başparmağınızla topuktan başlayarak, parmaklara doğru ayak tabanını ve ayak parmaklarının her birini teker teker ovun.

Sırt Masajı: Birçok anne-baba bebek masajını bebeğin sırtını ovarak bitirmekten hoşlanır. Bebeği bir yastığın ya da battaniyenin üzerine yüzüstü yatırın. Bunu yaparken ellerinizin yağlı olduğunu ve bebeğinizin kayabileceğini unutmadan, dikkatlice hareket edin. Ellerinizi bebeğin sırtında yanlamasına ileri geri hareket ettirerek masaja başlayın. Bunu yaparken ellerinizi yavaşça sırtta aşağı ve sonra yukarı doğru kaydırın. Her iki elinizi boyuna yakın bir şekilde sırtın ortasında tutun. Omurgaya dik açı oluşturacak şekilde, ellerinizle sürtme hareketi yaparak, boyundan kalçaya doğru hafif hafif kaydırarak tüm sırtını sıvazlayın. Daha sonra sırtında parmaklarınızın uçlarıyla küçük daireler çizin. Masajı tamamlamak için bebeğin sırtını boyundan aşağı doğru yavaşça okşayın. Böylece bebek o günkü masajın bittiğini anlayacaktır.

Okulu Reddetme - Okul Fobisi

Çeşitli kaygılar nedeni ile çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir. Çocuk okula gitmez veya okula gider derslere devam etmeden okuldan ayrılır.

Okul reddi okul hayatının her döneminde ortaya çıkabilir; ancak çoğunlukla geçiş dönemlerinde, yani okula başlama ve 10-11 yaş dönemlerinde ortaya çıkar.

İlk kez okula giden 6-7 yaş çocukları, ailelerinden ayrılarak yabancı bir ortama girdiklerinde, yabancı ortamı tanıyıp arkadaşlar edininceye kadar bazı uyum sorunları gösterebilirler. Bu uyum sorunları okula gitmeyi reddetme düzeyinde değildir. Okul reddi olan çocuklar ise okula başlarken anne veya babalarından ayrıldıklarında sebebini bilmedikleri büyük bir kaygı, korku duyarlar. Bu nedenle de okulda durmak istemezler, buna zorlandıklarında ağlama krizleri, öfke nöbetleri ve fiziksel bir hastalığı düşündürecek karın ağrısı, bulantı, kusma, başağrısı, baş dönmesi gibi belirtiler gösterebilirler. Yapılan muayene ve tetkiklerde bu belirtileri açıklayacak bir fiziksel hastalık tespit edilemez. Okul zamanı veya okulda büyük bir kaygı, korku ve fiziksel belirtileri gösteren çocuk okula gitmediği zaman veya hafta sonları oldukça rahat, neşelidir. Hiçbir şikayeti yoktur. Pazar günü akşamdan veya pazartesi sabah bu belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Çocuk neden okula gitmediğini tam olarak açıklayamaz, ancak içinde bir korku olduğunu, ağlama hissi geldiğini söyler, bazen de öğretmen kızıyor, arkadaşlarım benimle oynamıyorlar gibi gerekçeler öne sürer. Bazı çocuklarda başlangıçta okula giderler; daha sonra birden okula gitmeyeceklerini söylerler.

Ergenlik öncesi veya ergenlikte ortaya çıkan okul reddi 6-7 yaş çocuklarındaki gibi birden ve şiddetli belirtilerle başlamaz. Yavaş yavaş okula karşı, arkadaşlarına karşı, zevk aldıkları şeylere karşı ilgisizlik başlar. Okula karşı isteksizli genelleşerek diğer ortamlarda da ortaya çıkmaya, çocuğun içe kapanmasına neden olur. Sosyal ve akademik hayatında çeşitli sorunlar ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli ruhsal sorunlar yaşayabilir.

Okul reddinin temelinde çocuğun aşırı korunup, kollanması, annesinden koparak bağımsızlaşamaması nedeni ile kendisine güveninin gelişememesi yatar.Aile bireyleri genellikle birbirlerine bağımlıdırlar. Biri diğerine bir şey olacak korkusunu yaşar. Çocuğa bir şey olacak diye hep tetikte dururlar. Çocuğun basit bir hastalığında veya basit bir kazada çok telaşlanırlar. Çocuğa bir şey olur korkusu ile çocuğun kendi başına bir şey yapmasına izin vermezler. Çocuğun yapması gereken şeyleri kendileri yaparlar.Böyle yetişen bir çocuk okula başladığında kendisini yapayalnız ve güvensiz hisseder.Kendisine veya anne babasına bir şey olacak korkusunu yaşar.

Okul reddi okula başlama ile birlikte başlayacağı gibi,daha sonra kaza, hastalık nedeni ile okula gidememe, çocuğa yakın olan aile üyelerinden birinin hastalığı, ölümü, anne baba arasındaki sorunlar, kardeş doğumu, öğretmen tarafından duygusal ve ya fiziksel olarak örselenme, okul değişikliği, ağır ödevler, tatiller, okul arkadaşları ile yaşanan sorunlar, okul reddini tetikleyebilir.

Tedavi için aile, öğretmen ve okul yönetiminin işbirliği önemlidir. Aile ve öğretmen, okul yönetimi sorun hakkında aydınlatılmalıdır. Çocuk sınıfa girmezse bile okul bahçesine götürülmeli, tenefüslerde arkadaşları ile oynaması sağlanmalıdır. Başlangıçta birkaç saat anne babası ile okul bahçesinde oynaması sağlanırken bu süre zamanla uzatılmalıdır. Aynı süreç sınıf içinde tekrarlanmalıdır. Okula gitmiyor diye dayak atmak, kızmak, aşağılamak, suçlamak, sorunu dahada ağırlaştırabilir. Anne babanın ev içindeki tutumlarını değiştirmeleri, ve çocuğa anlayışlı davranmaları, güven vermeleri, sosyal yönden teşvik etmeleri önemlidir.Aynı tavrı öğretmeninde göstermesi gerekir.

Belirtilen davranışlarla çocuk okula dönmezse, ilaveten bilişsel davranışçı tedavi ile çocuk okula dönebilir. Sıkıntısı çok fazla olan ve depresyonu olan çocuklara çeşitli ilaçlarda verilebilir.

Sorularınız için telefonum (0 212) 543 70 16

Dr. Mazlum Çöpür
Çocuk - Ergen ve Yetişkin Psikiyatrisi Uzmanı
mazlum.copur@mynet.com

Çocuğunuzu Nasıl Erken Yatırırsınız?

Çocuğunuzu yatağına yatırmayı nasıl başarırsınız?
Çocukların her gün düzenli uykuya ve dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Okul, spor ve günün diğer bölümlerindeki aktivitelerde verimli olabilmeleri için bu gereklidir.. Peki zamanında yatağına gitmeyen çocuklara bu alışkanlığı nasıl kazandırmalısınız?

İşte çocuğunuzun zamanında yatağına gitmesini sağlayacak tavsiyeler..

  • Çocuklarınızın yemeğini yatmadan birkaç saat önce yedirin. Yatmadan hemen önce birşeyler yedirmek doğru değildir çünkü çocuğunuz yediklerini sindirmek ve eritmek için hareketlenecektir.

  • Her gece için tutarlı bir yatma saati oluşturun. Çocuklar için tercih edilen en popüler uyku zamanı 20: 00'dir. Seçtiğiniz yatma saati ne olursa olsun, çocuğunuzu hep bu saatte yatırmaya ve bir sat önceden oyun gibi oyalayıcı şeyleri azaltmaya çalışın.

  • Çocuğunuzun yatma zamanına yakın onunla herhangi bir aktivite planlamayın. Çocuğunuzun zamanında uyuması için bazı aktiviteleri kaçırmayı göze alacaksınız.

  • Çocuğunuz yatmadan en az 1 saat önce banyo yaptırın ve suyun içinde rahatlaması için zaman tanıyın. Banyodan sonra kaslarını rahatlatan ve uykusunu getiren bir masaj uygulayın.

  • Onu yatağına götürürken uykusunu getiren hafif bir müzik açın. Onun uykusunu getiren favori masallarını okuyun. Bu tür şeyler çocuğunuzun her gece yatağına heyecan içinde gitmesini ve çocuklarınızla hoşça vakit geçirmenizi sağlar.

MENOPOZ DÖNEMİNDE HANGİ EGZERSİZLERİ YAPACAKSINIZ?

Menopoz dönemi kadınlarda hormon seviyelerindeki ani düşüşle ortaya çıkan fizyolojik ve doğal bir süreçtir.

Bu dönemde kadınları bekleyen pek çok can sıkıcı sorun vardır. Sıcak basmaları, geceleri uykudan dahi uyandıran aşırı bir terleme problemi, uykusuzluk, depresif ruh hali ile yorgunluk ve baş ağrıları pek çok kadını bitkin, halsiz düşürür. Cinsel istekteki azalma, kas ve kemiklerde meydana gelen zayıflama, kalp-damar problemlerine yatkınlaşma ve kilo artışı da menopozdaki kadınları huzursuz eder. Osteoporoz yani kemik kırılganlığının artışı bu süreçte hızlandığından el bileği, kalça ve omurga kemiklerinde kırıklar meydana gelebilir. Tiroid sorunları çoğalır. Karın bölgesinde yağlanma görülür. Yani menopozdaki kadınlar hem fiziksel, hem de ruhsal ve duygusal yönden yorulur, yıpranır.

CİNSELLİĞE DE FAYDALI
Ancak bazı küçük önlemlerle menopoz dönemini rahat geçirmeniz mümkündür. Doğru bir beslenme programı ile doktorunuzun önerisiyle başlayacağınız hormon takviyeleri bu dönemde size yardımcı olacaktır. Menopoz hazırlıklarından bir tanesi de egzersiz alışkanlığıdır. Çünkü egzersiz kemik ve kasları güçlendirir, yağ yakmanıza yardımcı olur, kalp-damar sağlığınızı olumlu etkiler, uyku ve ruh halinizi iyileştirir. Menopoz döneminde yapılacak egzersizler cinsel organlara giden kan akımını arttırarak bu dönemde sık karşılaşılan orgazm ve lubrikasyon problemlerine de iyi gelir. Egzersiz menopoz süresince yavaşlayan metabolizma hızı, kilo artışı ve bel çevresi kalınlığı sorunlarında da size sayısız fayda sağlayacaktır. Peki menopoz döneminde nasıl bir egzersiz programı uygulamalısınız?

YÜRÜYÜŞ VE GÜÇ EGZERSİZLERİNİ BİRLEŞTİRİN
Burada önemli olan hem aerobik hem de güç egzersizlerini doğru bir şekilde birleştirmektir. Yürüyüş aerobik egzersizlerin en kolayıdır. Bununla birlikte bisiklete binmek, hafif hızla koşmak, ip atlamak, golf oynamak, tenis ve yüzme gibi sporlar da aerobik egzersizlerdendir. Bunları her gün yaklaşık 30 dakika, rahat rahat nefes alıp vererek, soluk soluğa kalmadan, sizi rahatlatacak bir şekilde yapmalısınız. Ancak eğer aerobik egzersizlere bir de güç egzersizlerini eklerseniz, bir yandan yağ yakarken bir yandan da vücudunuzdaki kas kütlesini arttırabilirsiniz. Salzburg Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışma yavaş bir şekilde ve birkaç tekrardan oluşan güç egzersizlerinin menopoz dönemi kadınlarına daha faydalı olduğunu ortaya koydu. Hafta 2-3 kez 10-20 dakikalık sürelerle hafif ağırlıklarla yavaş yavaş çalışmak menopoz sıkıntılarınızı atlatmakta size yardımcı olur. Bunun için bir egzersiz uzmanından da yardım alabilirsiniz. Unutulmaması gereken başka bir nokta da eklem rahatsızlığı olanların eklemlerini zorlamayacak, romatizmal eklem ağrılarının şiddetlendiği dönemlerde yangısal süreçleri arttırmayacak bir program uygulamalarıdır. Tüm bunlara uyduğunuzda siz de menopoz sorunlarıyla siz de daha rahat baş edebilirsiniz.

Dr. Ece Hattat
ece.hattat@mynet.com

Hurmadaki Gizli Mucize

Hurma ramazan ayında en çok tüketilen besinlerin başında geliyor. Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, foffor ve klor da bulunuyor. Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminleri içerir. Hurmada hamilede önemli olan folik asit vitamini de bulunur.

Kan hücresi yapımına yardımcı oluyor

Folikasit vücutta yeni kan hücresi yapımında, vücudun yapı taşı olan aminoasitlerin yapımında ve hücrelerin yenilenmesinde önemli görevler üstlenen bir vitamindir. Bu yüzden hamilelikte folik asit ihtiyacı belirgin şekilde artar. Bu sebeple hamileler tarafından da tüketilir. İçerdiği lifler kabızlığa karşı da koruyucudur.

Hurma hangi hastalıklara iyi geliyor?
Hurma kalp ve damar hastalıklarından korunmayı sağlar, kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Ayrıca, boğaz ağrısını keser, bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Uzun süren açlık sonrası düşen kan eşekerini dengelemede ve bağırsaklara faydalı lifleri sağlamada en doğru seçimlerden biridir. Yetiştirildiği bölgeye göre renkleri ve büyüklükleri değişen hurmaların lifleri kumaş üretiminde de kullanılır.

KUDURİYE DUASI

Bismillahirrahmanirrahim

Allahüme ya Alimü ya azimü ya Rahmanü ya Rahimü ya Kadduru ente rabbi ve ilmike hasbi feni'mer rabbü rabbi ve ni'mel hasbü hasbi tensuru men teşaü ve inneke entel azizür rahimi,Ya Kudduru ya Kudduru ya Kudduru ve es'elükel azameti fil harekatı vessekanati vel kelimati vel iradati vel'hatarati minneş şeküri kane vezzununi vel evhami zülzilü zilzalen şediden,Ya Kudduru ya Kudduru ya Kudduru ve iz yekulül münafikune vellezine fi kulubihim meradün ma vaedenellahü ve resuluhu illa gururen,

ya Kudduru ya Kudduru ya Kudduru veftah lena feinneke hayrul fatihin vağfir lena feinneke hayrul ğafirine.Verhamna feinneke hayrur rahmine.Sebbitna vensurna ve sehhir lena haza emri ve sahharel bahreyni li musa ve
sahharatil cibalü vel hadidi li davüder rihı vel cinni vel insi li süleymani ve sehharetis sekaleyni Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem .Ya Kudduru ya Kudduru ya Kudduru ve sehhır lena küllün fil bahri hüve leke fil ardi vessemai vel mülki vel meleküti külle şey in bimakesebet bi hakkı kaf ha ya ayn sad

Vensurna feinneke hayrun nasırine verzukna ve ente hayrur razikıyn.Ya kuddurü Ya kuddurü Ya kuddurü ve heb lena rihan tayyiben kema hiye fi ilmıke venşur aleyna min hazaini rahmetike verhamna biha hamlil keramati meas selameti vel afiyeti fid dünya vel ahireti Ya kuddurü Ya kuddurü Ya kuddurü Allahümme yessir lena umürena mear rahati likulübina ve eydina vesselameti ve kün lena haceten fi seferina ve halifete fi ehlina vatmün ala vücuhi a'daina vemsehühüm kulübün

Ya kuddurü Ya kuddurü Ya kuddurü şahetil vücuhü lil'hayyil kayyümü.ve kad habe men hamele zulmen .Ta sin mim ha mim ayn sin kaf,meracel bahreyni yeltekıyani beynehüma berzehun la yebğıyani.Ha mim ,ha mim,ha mim, el emru ve caen nasru fe aleyna la yünsarun.Ya kuddurü Ya kuddurü Ya kuddur.Bismillahirrahmanirrahim.Ha mim,tenzilül kitabi minallahil azizil alim.Ğafirüz zenbi ve kabilit tevbi şedidil ıkabi.Fein tevellev fekul hasbiyallahü la ilahe illa hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim


Bismillahirrahmanirrahim.Yühıbbunehüm kehubillahi.Vellezine amenü eşeddü hubben, lillahi velev yerallezine zalemü iz yerav nel, azabe ennel kuvvete lillahi cemian.Ve ennellahe şedidül azabi.Ve sallallahu ala seyyidina Muhammedin ve alihi ve ashabihi ecmaine Ya Kudduru ya Kudduru ya Kudduru.Ya Ekramel ekramine,ve ya erhamer rahimine.Velhamdülillahi rabbil alemin.Amin.




KUDURİYE DUASININ ETKİLERİ

Cuma günü sela vakti,gusul abdesti alıp 2 rekat namaz kıldıktan sonra kıbleye doğru oturup, 2 veye 4kez sevdiği kimsenin niyetine okursa,canı gönülden kendine aşık eder

Karı koca arasında muhabbet için perşembe gecesi tatlı bir şey üzerine 10 kere okunur ,karı koca yerlerse birbirlerini aşırı sever ve muhabbet olur,

Kadınlar kullandıkları sürmenin üzerine okur,gözlerine o sümeden çekerse ,onu gören herkes aşık olur

Uzakta bulunan insanı,acele yanına getirmek isteyen,akarsu (dere) kenarına giderek,41 kere okuyup,Yarabbi bu suyun aktığı gibi filanın kalbi ve gönlü bana böyle aksın der ise,hakkında dua okunan kişi mutlaka niyet ve kast edilen yere gelir,

Issız bir mahalde mum üzerine okuyup yakarsa,sevdiği kimse onun için mumun ateşi gibi onun için yanar tutuşur,onun yanına gelir,
(niyet ederek okunucak)

Yedi adet yaprak üzerine tenha ıssız bir yerde okuyarak,ateşe atarak yakılırsa ,sevilmesi istenen kişi,aşkından deli divane olur.

Bir erkeğin yada bir Kadının kısmeti bağlıysa bu dua yazılarak üzerinde taşımalı,tez vakitte kısmeti açılır,hayırlı talipleri çıkar,(arapçası yazılıcak)

Parasının bereketli olması için ,yazdırıp üzerinde taşınmalı

Cümle alem düşman olsa,üzerinde taşıyana karşı ağzı dili bağlanır,

3 Eylül 2008 Çarşamba

Beslenme Uzmanlarından Örnek Sahur ve İftar Menüsü

Ramazan'da sıkça yapılan beslenme hataları hastalıkları tetikliyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nden Beslenme-Diyet Uzmanı Gizem Keservuran ve Beslenme-Diyet Uzmanı Hülya Çağatay, Ramazan'da sağlıklı beslenmek için kolaylıkla uygulanabilecek bilimsel tavsiyelerde bulundu. Ramazan'ın bilinen en eski detoks olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, “Özenle hazırlanmış ramazan sofralarına oturduğumuzda yemeğe hangi yiyecekten başlayacağımıza karar veremeyiz. İftariyelikler, çorba, pide, ana yemek, tatlı... Ve sonunda midede ağırlık, gaz, yanma, kabızlık ve mide öz suyunun yemek borusuna geri kaçması olarak adlandırdığımız 'reflü' gibi sorunlarla karşı karşıya kalırız. Bireye özel beslenme planı ve doğru besin seçimi ile Ramazan ayı sonunda toksinlerden arınmış, daha sağlıklı ve daha zinde bir bedenle hayatımıza devam edebiliriz” diye konuştu.

Oruç tutarken de 5 öğün yiyin
Sağlıklı bir bireyin gün içinde 3 ana 3 ara öğün olmak koşuluyla 2.5 - 3 saat arayla 6 öğün beslenmesi gerektiğini hatırlatan Keservuran, “Ramazan ayında ise öğün sayısını neredeyse ikiye düşmektedir. İftarda sofraya oturup bir anda yediğimiz yemekleri öğünlere dağıtmalı, çorba, ana yemek, tatlı ve meyve aralarında birer saat boşluklar bırakmalıyız. Sahurda da sağlıklı bir kahvaltı yaptığımızda öğün sayısı beşi bulmakta. Uzun süreli açlık nedeniyle yavaşlayan metabolizmamızın çalışmasını sağlamaktayız. Ramazan ayında vücudumuzun enerji ihtiyacı değişmemekte, tüm gün aç kalmamız akşam fazla yemek yiyeceğimiz anlamına gelmemektedir” dedi.

Meyveli dondurmalı tatlı yiyin
Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Çağatay, Ramazan sofralarından eksik olmayan hamur işi tatlıların yüksek kalorili olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: ”Sütlü tatlılar, dondurma ve meyveler en düşük kalorili ve sağlıklı tatlılardır. Tüm bunların yanında asıl önemli olan bu tatlıyı hangi zamanda tükettiğinizdir. Tatlılar yemekten en az 1 saat sonra tüketilmeli ve mutlaka porsiyonlara özen gösterilmelidir. Hamur tatlıları, sütlü tatlılar ve meyveler arasındaki kalori farkını aşağıdaki tablo gösteriyor.” Çağatay, en uygun tatlı örneğini verdi: “1 dilim ananas, 8 adet vişne, 5-6 adet kara üzüm, 1 top limonlu dondurma. Serinlemenize, tatlı ihtiyacınızın karşılanmasına ve enerjik olmanıza neden olacak bu tatlı 150 kaloridir.”

Bir prosiyon için tatlı kalorielri
Baklava : 350 kal.
Künefe: 430 kal.
Revani: 220 kal.
Sütlaç: 180 kal.
Kazandibi: 130 kal.
Güllaç : 230 kal.
Meyve tabağı: 100 kal.


Mide hareketlerini meyve ve sebze ile artırın
Ramazan'da oruç tutmaya bağlı mide ve barsak hareketlerinde doğal olarak zayıflama olacağını belirten Beslenme-Diyet Uzmanı Hülya Çağatay, “Lif içeriği yani posa içeriği tüksek olan besinler tercih edilmelidir. Özellikle sebzeli yemekleri tercih edip salatanızı asla sofranızdan eksik etmeyin. Bol lif alımı kan şekerinizin ani yükselmesini engelleyecektir ve daha çabuk tokluk hissi yaşamanızı sağlayacaktır. Özellikle meyveler iftardan gece uyuyacağınız vakte kadar ara öğün şeklinde azar azar tüketilebilir ve hem mide hareketlerini düzenlemiş hemde günlük mineral ve vitamin gereksiniminizi sağlamış olursunuz. Özellikle ananas, vişne ve kara üzüm gibi meyveler antioksidan içeriğiyle vücudunuzda oluşan zararlı bileşiklerle savaşılmasına yardım edecektir. “

Sağlıklı oruç için 8 pratik uygulama

  • Orucunuzu 2-3 adet hurma ve yarım su bardağı su (Mide hacmini fazla doldurmamak adına) ile açın.
  • Orucunuzu açtıktan sonra 10 dakika bekleyin, dinlenin. Daha sonra çorba ile devam edin.
  • Mutlaka sahura kalkın. Ramazan'ın ikinci haftasından sonra yavaşlayacak olan metabolizmanızı öğün atlayarak daha da yavaşlatmayın. Bir bardak su içip niyetlenmeyin, sahuru erken kahvaltı gibi düşünüp sağlıklı doğru besinlerle hazırlanmış kahvaltınızı yapın.
  • Tüketeceğiniz besinleri iftar – sahur arasında 4-5 öğüne yayın.
  • Çay kahve tüketimini yemekten 1 saat sonraya bırakın. Çay, kahve yerine sizi rahatlatıp, dinlendirecek ve sindiriminize yardımcı olacak olan bitki çaylarını tercih edin.
  • Günlük su ihtiyacınızı öğün aralarına yayın, yemekler ile birlikte su içmeyin.
  • Künefe, revani, tulumba tatlısı, kemalpaşa yerine sütlü tatlıları-sütlaç, muhallebi, kazandibi, tavukgöğsü- veya meyve tatlılarını tercih edin.
  • Lokmalarını yutmayınız, yavaş yavaş tadına vararak yemek yiyiniz.
Ramazan'da beslenme

Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, oruç tutabilen ve beslenmeyi etkileyecek herhangi bir sağlık sorunu olmayan yetişkinler için sağlıklı sahur, iftar ve ara öğün mönüsü hazırladı.

İFTAR
2-3 adet hurma
1 su bardağı su ile orucunuzu açınız
Orucunuzu açtıktan 5-10 dk sonra;
1 kase ıspanak çorba (posa alımı ve sindirimi kolaylaştırmak açısından önemli )
1 ince dilim tam buğday ekmeği
Bol yeşillikli az yağlı salata ( 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile ) ( limon – balsamico sirke/meyve sirkesi eklenebilir )
Çorbanızı içtikten 10-15 dk sonra;
2 köfte büyüklüğünde ızgara tavuk/balık/hindi eti veya kırmızı et
Bol yeşillikli az yağlı salata ( 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile ) ( limon – sirke eklenebilir )
1 kase yoğurt veya 1 su bardağı ayran veya 1 kase cacık
6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği
1 ince dilim tam buğday ekmeği veya 1/8 dilim pide

İftardan 1 saat sonra; (21:30 gibi);
1 top böğürtlenli / çilekli dondurma ile sütlü tatlı
( kazandibi / sütlaç / tavuk göğsü gibi )
( tatlınızı toz tarçın ve karanfil ile lezzetlendirebilirsiniz ) + bitki çayı

Tatlınızı yedikten 1 saat sonra (22.30 gibi);
1 su bardağı süt + 5-6 adet fındık / badem veya 1 tam ceviz içi
SAHUR - 1
1 adet yumurta ve 1 ince dilim beyaz peynir ile hazırlanmış peynirli menemen veya peynirli omlet
2-3 ince dilim tam buğday ekmeği
1 karper büyüklüğünde beyaz peynir
Domates – salatalık – yeşillik söğüş (yağsız )
1 porsiyon meyve ( 1 orta boy şeftali tercih edilebilir )
1 su bardağı süt

Sahuru erken kahvaltı gibi düşünerek sizi gün boyunca tok tutacak, kan şekerinizin düzenli seyretmesini sağlayacak protein içeriği yüksek besinlerden oluşan bir kahvaltı hazırlayınız.

Beslenme Uzmanlarından Örnek Sahur ve İftar Menüsü

Ramazan'da sıkça yapılan beslenme hataları hastalıkları tetikliyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nden Beslenme-Diyet Uzmanı Gizem Keservuran ve Beslenme-Diyet Uzmanı Hülya Çağatay, Ramazan'da sağlıklı beslenmek için kolaylıkla uygulanabilecek bilimsel tavsiyelerde bulundu. Ramazan'ın bilinen en eski detoks olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, “Özenle hazırlanmış ramazan sofralarına oturduğumuzda yemeğe hangi yiyecekten başlayacağımıza karar veremeyiz. İftariyelikler, çorba, pide, ana yemek, tatlı... Ve sonunda midede ağırlık, gaz, yanma, kabızlık ve mide öz suyunun yemek borusuna geri kaçması olarak adlandırdığımız 'reflü' gibi sorunlarla karşı karşıya kalırız. Bireye özel beslenme planı ve doğru besin seçimi ile Ramazan ayı sonunda toksinlerden arınmış, daha sağlıklı ve daha zinde bir bedenle hayatımıza devam edebiliriz” diye konuştu.

Oruç tutarken de 5 öğün yiyin
Sağlıklı bir bireyin gün içinde 3 ana 3 ara öğün olmak koşuluyla 2.5 - 3 saat arayla 6 öğün beslenmesi gerektiğini hatırlatan Keservuran, “Ramazan ayında ise öğün sayısını neredeyse ikiye düşmektedir. İftarda sofraya oturup bir anda yediğimiz yemekleri öğünlere dağıtmalı, çorba, ana yemek, tatlı ve meyve aralarında birer saat boşluklar bırakmalıyız. Sahurda da sağlıklı bir kahvaltı yaptığımızda öğün sayısı beşi bulmakta. Uzun süreli açlık nedeniyle yavaşlayan metabolizmamızın çalışmasını sağlamaktayız. Ramazan ayında vücudumuzun enerji ihtiyacı değişmemekte, tüm gün aç kalmamız akşam fazla yemek yiyeceğimiz anlamına gelmemektedir” dedi.

Sivrisinekler Kimleri Isırır?

Florida Üniversitesi'nde uzman Dr. Jerry Butler, "10 kişiden birinin diğerlerine göre sivrisinekleri daha çok çektiğini" belirtiyor. Sivrisineklerde dişiler insanları ısırır, erkek sinekler ısırmaz. Dişi sivrisinekler, yumurtalarının gelişmesi için insan kanına ihtiyaç duyar. Sivrisineklerin daha çok kilolu, iyi beslenmiş insanları ısırdığına dair veri henüz bulunamadı. Dr. Joe Conlon, "insanların büyüklükleri ya da kokuları sivrisinekleri yönlendirebilir" diye belirtti. Yapılan 400 civarındaki farklı inceleme oldukça zahmetli oldu, katılanların çoğu ilk başta kaşınmaya başladı. Genetik yapı gereği insanların yüzde 85'i sinek ısırıklarından kolay etkileniyor. Vücut kimyamızda, cilt yüzeyinde sineklerin dikkatine çeken elementler bulundu.

Cilt yüzeyindeki vücut kimyasalları önemli

Sivrisinekler, cilt yüzeyinizde steroid ya da kolesterolün yüksek olduğu yüzeye sahip insanlara saldırılar.. Tabi ki bu tüm sineklerin üşüştüğü insanların kolesterollerinin yüksek olduğunu göstermez. Sivrisinekler ayrıca, ürik asit gibi bazı asitlerin yüksek olduğu kişilere de gelir.

Hamileleri daha çok ısırıyor

Sineklerin saldırma süreci ciltle temas etmeden önce başlar. Sivrisinekler hedefe ulaşmadan 50 metre önce koku alabilir. Uzun süre önce ya da yeni dışarı verilen ortamdaki karbondioksit sinekleri çeker. Büyük insanlar çocuklara göre çok daha fazla karbondioksit verir. Bu nedenle sinekler çocuklardan daha çok yetişkinleri ısırır. Hamile kadınlar da daha fazla karbondioksit verdikleri, daha hareketli oldukları ve vücut ısıları yüksek olduğu için sivrisinekleri çeker. Eğer bahçeye çıktığınızda sivrisinekler sizi ısırıyorsa, bunun nedeni karbondioksit, hareketleriniz ve yaydığınız ısıdır.

Sivrisinekler nerelere gizlenir?


Sadece vüct kimyanız sivrisineklerin size saldırmasına neden olmaz, nerede olduğunuz da önemlidir. Sivrisineklerin en yoğun olduğu yerler kıyılar veya sahillerdir. Kıyılardan uzakta olmanız güvende olduğunuz anlamına gelmez, sivrisinekler bir yemek için 40 mil uçabilirler. Herhangi bir su kaynağı onların üremesi için potansiyeldir, özellikle durgun suları tercih ederler. Eğer böyle bir çevrede oturuyorsanız sivrisineklerin ürememesi için ilaçlama yapmanız ya da bu tür yarasız su kaynaklarını kurutmanız gerekir. Sivrisinekler çölde bir su kenarında aktif olabilirler ancak Alaska gibi soğuk bölgelerde yaşayamazlar. Sivrisinekler 175 milyon yıldır dünyamızda varlar ve tamamen ortadan kalkacak gibi görünmüyorlar. Günümüzde satılan sineksavar ilaçlar ve diğer ürünlerle sizi ısırmasını en aza indirebilirsiniz ancak kutuların üzerinde belirtilen kullanma talimatlarına mutlaka uymayı ihmal etmeyin.

Ortamda İçilen Sigara İçmeyenlerin Kaç Sigara İçmesine Neden Oluyor?

Suadiye Memorial Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel, “Pasif sigara içiciliğinin zararları” hakkında bilgi verdi.

Ortamda içilen 5 sigara içmeyenlerin 1 sigara içmesine neden oluyor
Pek çok zararlı maddeyi barındıran sigara, vücuttaki tüm organ ve sistemleri olumsuz etkilemekte, sigaradan alınan her nefesle kana sayısız madde karışmaktadır. Ancak sigaranın zararı, yalnızca sigara içene değildir; dumana maruz kalan herkes, az ya da çok, bu bir numaralı sağlık zararlısından nasibini alır. Kendi sigara içmediği halde, kişinin sigara dumanına maruz kalmasına “pasif içicilik” denmektedir. Sigara dumanıyla ortama yayılan zararlı maddeler, hem nefes yoluyla, hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Sigara içmeyen kişilerin yanında içilmese dahi, sigara içen kişinin saçına, cildine ve giysilerine sinen dumandan etkilenebilir. Evin bir odasında sigara yakıldığında, dakikalar içinde tüm eve sigara dumanı yayılır. Halı, duvar, mobilya gibi tüm yüzeylere siner ve günler içinde buradan havaya geri yayılır. Odasında hiç sigara içilmeyen fakat anne-babası sigara içen çocukların, anne-babaları hiç sigara içmeyen çocuklara göre odalarındaki karbon monoksit düzeyi 8 kat fazla bulunmuştur. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalmak, öksürük, boğazda yanma, baş ağrısı, bulantı gibi belirtilere yol açmaktadır.

Pasif dumana dikkat
Ev ortamında pasif dumana maruz kalan kişilerin kalp hastalığı ve akciğer kanseri riski, %25 artmaktadır. İşyeri ve kamu alanlarında da sigaraya maruz kalındığı göz önüne alındığında, kalp hastalığı riski %50-60 kadar fazlalaşmaktadır. Sigaranın içerdiği 4 bin kadar zararlı maddenin yaklaşık 60 tanesi, kansere neden olmaktadır. Pasif sigara dumanına maruz kalanlarda akciğer kanseri riski, %20-30 kadar artabilir. Sadece akciğer değil, mide, karaciğer, böbrek, rahim kanseri ve lösemi riski de pasif içicilik ile artış gösterir.

Zararları en çok çocukları vuruyor

Pasif içiciliğin çocuklar üzerindeki etkisi, çok daha dramatiktir. Ülkemizde çocuklardaki pasif içicilik oranının %75 dolayında olduğu sanılmaktadır. Anne-babası sigara içen çocukların yılda 60-150 adet sigarayı kendileri içmişlercesine zararlı maddelere maruz kaldığı bilinmektedir. Pasif içiciliğin çocuklarda zihinsel gelişimi etkilediği ve davranış bozukluğu yaptığı düşünülmektedir. Annesi gebelik süresince sigara içen çocukların okul başarılarının daha düşük olduğu ve dikkat eksikliği sorunu yaşadıkları gösterilmiştir. Her iki ebeveyni sigara içen çocuklarda, solunum yolu hastalıkları % 70 kadar fazladır. Bu çocuklar, ilk 1 yaşları boyunca sigara içmeyen anne-babaların çocuklarına göre daha sık bronşit ve zatürreeye yakalanmaktadır. Astım ve orta kulak iltihabı riski de artmaktadır. Çocuklar, daha doğmadan önce dahi pasif içicilikten paylarını alabilir. Hamile annelerin yanında içilen sigara, anneden kan yoluyla, doğumdan sonra da süt ile bebeğe geçmektedir. Kanla bebeğe geçen karbon monoksit, erişkine göre bebeğin kanından çok daha uzun sürede temizlenmektedir. Gebelikte sigaraya maruz kalmak, düşük riskini artırmakta ve bebeğin daha az kilolu doğmasına neden olmaktadır. Bu bebeklerde “ani beşik ölümü” riski de artmıştır. Unutulmamalıdır ki, her şeyden çok değer verdiğimiz, üzerine titrediğimiz yakınlarımız için yapılacak olan, yanlarında sigara içmemek değil; hem kendi sağlığımız, hem de onların sağlıkları için sigarayı tamamen bırakmaktır.

Light sigara zarar vermez demeyin
Sigaranın akciğer kanseri ile ilişkisinin anlaşılmasını izleyerek, “light” ya da düşük katranlı sigaralar, ilk olarak 1960’ların sonunda piyasaya sürülmüştür. Sigara içenlerin çoğu, “light” ya da “mild” sigaraların daha az zararlı olduğunu veya bu şekilde daha kolay sigarayı bırakacaklarını düşünür. Oysa İngilizce’de “hafif” anlamına gelen light sigaralar, normal sigaralar kadar, hatta belki biraz daha fazla zararlıdır.*** Light sigara boğazda daha “hafif” bir his bırakıyor olabilir; ancak çoğu light sigaradaki tütün miktarı, normal sigaralardaki kadardır.*** Light sigaralar normal sigaralara oranla daha az katran içeriyor olabilir. Ancak sigara, içerdiği nikotin nedeniyle hem fiziksel; hem ruhsal bağımlılık yapabilen bir maddedir ve kişi light sigara içmeye başlasa da vücudunun alışık olduğu nikotin miktarı değişmez. Bu nedenle sigara bağımlısı; nikotin ihtiyacını light sigarayı daha derine çekmekle, sigaradan daha uzun nefesler almakla, sigarayı sonuna kadar içmekle ya da içe çekilen nefesi daha uzun süre akciğerde tutmakla gidermeye çalışır. Hatta bazen kişi günde birkaç adet daha fazla light sigara içme ihtiyacı bile duyabilir. Bu şekilde günlük toplam nikotin gereksinimini telafi etmiş olur. Bu kompanse edici tarzdaki sigara içme yöntemi ile sigara kaynaklı kimyasal maddeler, sigara içen kişinin daha da uç havayollarına gider. İşte bu nedenle, özellikle light sigara içen kişilerde, geçmişte daha az görülen özel bir akciğer kanseri tipi olan “adenokanser” sıklığı artmıştır.

Light sigaraların daha zararsız olduğu yanılgısı, sigara içme makinelerinden kaynaklanmaktadır. A.B.D.’de bu makineler, sigaradaki katran miktarını ölçmek için kullanılmaktadır. Ancak, makine, bir insanın sigaradan ne miktar katran alacağını doğru olarak saptayamaz. Light sigaraların filtrelerinde küçük havalanma delikleri bulunur. Bu delikler, sigara makinesi tarafından içildiğinde, sigara dumanını seyreltir ve makine yanlış olarak sigaradaki nikotin ve katran miktarını daha düşük gösterir. Oysa sigarayı içen makine değil de, bir insan olduğunda, yukarıda bahsedilen kompanse edici içme şekillerinin yanı sıra, birey farkında olmadan sigaranın üzerindeki havalanma deliklerini parmaklarıyla kapatır. Dolayısıyla, light sigaranın normal sigaradan pek bir farkı kalmaz.

Zararsız ya da az zararlı sigara yoktur
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sigara dünyadaki en önemli ikinci ölüm nedenidir. Sigara sayısız hastalığa neden olabilir. Düşük ya da yüksek katranlı, light ya da normal, tüm sigaralar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Sadece akciğerlerde değil, vücudun neredeyse tüm organlarında hasar yapabilen sigaranın zararlarından korunmak isteniyorsa, yapılacak en iyi şey sigarayı azaltmak ya da “daha hafifine” geçmek değil, sigarayı tamamen bırakmak olmalıdır. ***Yapılan araştırmalar, 30 yaşından önce sigarayı bırakmanın sigara kaynaklı hastalıkların gelişimini neredeyse tamamen önlediğini göstermektedir.*** Yaş ne olursa olsun, sigara bırakıldığında sağlık riskleri azalmaktadır. Sigarayı bırakmakta zorlanan kişilerin, sigara bırakma tedavisinde uzmanlaşmış özel sigara polikliniklerinden yardım alması faydalı olacaktır.

Sağlıklı Fönlü Saçlar İçin

  • Elektriklenmeyi önlemek için saçınızı bir havlu yardımıyla, ovalamadan kurutmayı deneyin. Başınızı öne atarak sadece saç uçlarınızı kurutun. Saçınızın yüzde 70'i kuruduktan sonra başınızı geri atın ve üst kısımları tepeden toplayın.
  • Yumuşak bir hava için geniş ağızlı veya bukleli bir görünüm için yuvarlak bir fırçayı saçınızın geri kalan tutamlarının altına denk getirin. Saç kurutma makinesini bu fırçanın üzerine tutarak saç dipleinden uçlarına kadar bu hareketi tekrar ederek kurutun.
  • Tepenize tutturduğunuz saçlardan parça parça serbest bırakarak bu hareketi o tutamlara uygulayın. Bitirdiğiniz zaman saçlarınızı güzelce fırçalayın.
  • Saçınızı ağırlaştırmayacak spreyler tercih edin.
  • Gisele'nin stilisti ipek yastıkta uyumanın saçları parlatmaya yardımcı olacağını belirtiyor. Parlaklık veren serumlar saçlarınızı yağlandırabileceği için bunlartı kullanmanız tavsiye edilmiyor.
  • Saçlarınızı çok sık yıkamayın. Yağlandığını hissettiğinizde bir saç pudrasıyla saçlarınızdaki yağdan arıtmanız mümkün.
  • Gözünüzün önüne gelen saçlarınıza sürekli dokunmak yerine başınızı arkaya atarak düzeltmeye çalışın.